Hissetmek
Düşünmek
Yazmak
Birbirlerine öylesine bağlı geliyorlar ki bana; firari kişiliğim hissetmeden yazmıyor. Belki de yazar da samimiyetsiz gelir diye yazmak isteme tenezzülünde bulunmuyor. Düşünüyor! Düşündükçe firar ediyor. Bazen düşünmeden de ediyor. Hiç farkında olmuyor. Oluyorda düşünceye sebep olanların vesilesi oluyor. Yazar burada ne demek istiyor. Siz firar ediyor deyin. Yazdıkça , düşündükçe ve hissetikçe. En zalimi de his. İnsanın içini en çok o etkiliyor. Belki de sadece beni etkiliyor. Belki de sizide . Bilmiyorum. Kimini de çok düşünmek etkiler. Hissettiklerimi düşündükçe yazma isteği geliyor. Etrafa bakıyorum. Düşünecek şeyler çoğalıyor. Canım sıkılıyor. Sıkıyorlar. Hayır öyle her şeye tatlı canımı sıkan bir insan da değilim ki. Hep sınırlarımı zorluyorlar, olan bana oluyor. (Ya da ben öyle düşünüyorum ) Etrafa bakıyorum ya . Hah ! İste o an düşünmek benzetimlerle daha hoş oluyor. Gecenin karanlığında, sessizliğin içinde, yanıp sönen pencereler ardında, ışığa yaklaşmış bir kelebeğin uçuşunda, hiç kıpırdamadan duran ağacın siyah gölgesinde, park edilmiş her arabada, her arabanın bazısının alarmlarında, hissettiğim balkon esintisinde .
Oh diyorum sonunda yazınca geçiyor gibi oluyor. Rahatlar gibi.
Betimlemeler ! Yukarıda kalanlar. Siz okursanız şayet içinize sıkıntı verecek. Belki de vermeyecek ! Ama ben etrafa baktığımda içim sıkılıyordu. Bilin istedim. Ben yazdım rahatladım. Birgün yemyeşil bir kırda mutluluğu hissettiğim an da yazacağım, belki kıra ihtiyaç olmayacak. Yine aynı yerlere baktığımda farkli hissedeceğim. Fark olmayacak , yazarken yine rahatlayacağım.
Rahatça uyuma vaktidir. Yeni bir gün doğmak için hazırlanırken onu sıkılmış ruhumla karşılamak istemem. (Yazmış olmanın verdiği rahatlıkla: )Bende böyleyim. Ruhsal firari bir dengesizlik. Neyse. Okumayanlara iyi geceler. Okuyana da kolay gelsin. Bir yerlerde kafa bulanık bir hal alırsa bana ulaşırsınız :)
8 Ağustos 2015 Cumartesi
Gece Etkisi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder