30 Ekim 2016 Pazar

NEDEN İSTANBUL ?

Hiç sordun mu ha bu kız neden İstanbul'da diye ? Söyleyeyim.. Buket namı diğer Butek'imin düğünü için tabii ki. Kendisini tanıtayım. Üniversitede tanıdığım, ev arkadaşım, kardeşim, yerine göre annem... Ev arkadaşlığımızla ilgili uzuuunca yazılar yazabilirim. Sadece Buket' de değil .. göreceksiniz nice fotoğraflar paylaşacağım burada. Aylin'li , Nuran'lı.. ;) bu konuda muadilimiz yok. Birbirimizin yanında olmak sadece okuduğumuz şehirde kalmadı. misal ben buketl aylinin abilerinin düğününe bile gittim. hatta nuran'da gelmişti buket'in abisinin düğününe :) böyle değişik çılgın faaliyetlerimiz var, ama şimdi nişan sabahındayız sevgili okuyucu. 

Böyle uykucuyuz ama kalkıp hazırlanmak gerekiyor. saç , baş , kıyafet ,... zor işler be :)


kendi saçımızı kendimiz de yaparız yani yetenek de var ...








aslında ben el attım müziğe ve klasik çaldım.



El atmış olabirim ama farklı mecrada :)




parlak ben :P



şu kareden 3 yıl önce de aynı formatta elimizde mevcut . aşağıdaki :)






bizim kızlar horonda


ve artık uyku vakti :)

kınalı kınalı..

bir araya gelince bi 3-4 gibi anca uyuyoruz da :)



KADIKÖY- KARTAL - PENDİK

Başlığımın tatlışlığı.. Açıkcası oraları bayağı dolandım . Tanıdıkların toplandığı semtler. E birde pazar var . Yıllar önce Salı pazarı diye gitmiştik , iyidi.. Kuzenle gittik her yer kumaş meğerse Cuma günleri kumaş pazarı olarak kullanılıyormuş o koca alan. Bilsem O kadar yolu gider miydim.. Çok garip bir hissiyat pazar için trafiğe girmek . Orda yaşasam pazara gitmem sanırım :) 

o zaman foto ;P

çok eğlenirim pazarda :)


işte çılgın kuzenim :)



ÜSKÜDAR-BEŞİKTAŞ

Pazar serüveninden sonra Murat'ı ziyaret edebilmem için hızlı hareket etmek gerekiyordu. Malumunuz orası İstanbul ve zaman değerli. Mekanlar uzak .. Ortada buluşmuş gibi olduk.

kuzen üsküdar iskelede beni bekledi ben ümraniye'den bindim onun yanına ordan beşiktaş'a ..

Dolmabahçe Sarayını'da bu vesile ile görmüş oldum :)





vapur kafası




ve sonunda Murat


burdan bizi tekrar Üsküdar'a uğurladı .. 

İSTANBUL

19 Eylül İstanbul'a gidiş yolculuğumu yazıp ; o günler neler yaptığımı anlatmaya fırsat bulamamıştım. Artık bol fotoğraf ve anıları derledim, paylaşmaya hazırım... :)

İstanbul 'da dayım ve kuzenim yaşıyorlar. Onları ikişer gün ziyaret ettim. bu ziyaretlerde dayımı çok göremesem de - malumunuz çalışan insan olmanın verdiği bir durum- çocuklar ve yengemle vakit geçirdik. Minik kuzenim tam bir afacan , yerinde duramama durumu söz konusu..  Klasik bana çekmiş kuzen :P Küçüklüğüm illallah ettiriyormuş da hani. Neyse ki okulun açıldığı haftaydı ve miniği okuluna götürüyorduk. :) 



Sosyal da bir çocuk ; sağlam kaynaşıyor 2 dk da otobüsteki teyzelerle kanka olabiliyorr. :)



okula gelmeden de gördüğüm yazı beni benden aldı ; 






birde çok sevdiğim bir durum oldu. Yani sevdiğimi fark ettim.. "pazar açmak" yengemin annesi yıllardır bu işi yaparmış. Çok hoşuma gitti orada planlarımdan dolayı uzun vade de  kalamasam da ; bulunduğum süre zarfı içerisinde büyük keyif aldım.



o kadar az kalmışız ki bi bu var foto. Neyse sağlık olsun diyoruz ve sonraki durağımız olan; Üsküdar- Beşiktaş vapur
yolculuğumuza geçiş yapıyoruz .
Ziyaret edilecek bir dost ve yanımda götüreceğim minik haylazın abisi :)


29 Ekim 2016 Cumartesi

43. Hitit Rallisi

29 Ekim coşkusunu en çok ben yaşadım bugün . Çorum'da 43. hitit rallisi düzenlendi. Araçlar , o egzoz sesleri o görüntüler benim için heyecan verici hepsi de.

Bir hışımla merkeze geldim , oysaki dün de vardı. Seyirci etabı o ; ben finali görmek istedim.  Saat kulesi bitiş . Bakıyorum bekliyorum olmadı en son araçların girdiği dar sokağa ilerledim. Normalde oradan araç geçmiyor ralli için bir kıyak geçmişler. Bende oradaki polis abiyle arkadaş oldum. Numarasını bile aldım . corum sokaklarında trafikle ilgili bir durum olursa ararım abi dedim. Kırmızıda geçme , kaza bela :)) inşallah olmaz da dedim :)




Muhabbet ederken tupturuncu bir araç baktım kocaman Kütahya yazıyor üstünde . pilotu da biliyoruz . Kütahya'da yayın yapmıştık. O gece Birde sınava çalışıyorduk final haftasindaydik ertesi gün sınav. Bilinmezlik abidesi ben . tamam tamam açıklıyorum . Türkiye genç işadamları konfederasyonu başkanı Erkan Gural. Hemen merhaba dedim ve sonrası muhabbet.. Gerisi fotoğraflar olsun :)






Sizi burda görmek ne güzelle devam eden ve hadi selfi çekelim arkadaslarina goster siralamasindan sonra benim araç hayranligim devreye giriyor .

Bu araba merakı nedir bende bilmiyorum ama girerim bende bu maceraya. Bir araç girdiği o dar yolda bayrağı düşürdü bende devraldım.  Hemen kendime surdan bir pay çıkarayim :)






Ödüller bunlar 

20 Ekim 2016 Perşembe

YAŞAM (İLK BLOG YAZIM )


Yaşam! İçinde bulunduğumuz, nefes aldıkça ilerleyen (!) bir döngü. İnsanı bu büyük 

evrenin , küçücük dünyasında hapseden döngü. Hapseden ! Nasılda yakıştı bu cümleye. 

Oysa özgürce nefes alıyormuşuz gibi değil mi ? Aslı öyle mi ? 


Yaşamı, bu evreni ayakta tutanı, insanı nasıl sınırlıyor. Sınırlamak ne kelime alıyor o 


yaşamı; öyle bir alıyor ki... 

Bu gasp edilen yaşam da her Coğrafya'da farklı oluyor neticede. Nasıl olmasın  ahali. 

Her toplumun örf adeti, geleneği, değerleri bir mi ? Değil.  Bizde yaşam çok başka. Kimi 

tabiri caizse yaşarken ölüyor, kimi bir hiç uğruna gidiyor. Bu günlerde zor bir durumdan 

geçen coğrafyanın üyesi olarak düşünmeden edemiyorum mevzuları. Nerden nereye 

geliyor. Nereye gidecek ? Bilmiyorum. Ülke savaşın içerisinde demeye içim el vermiyor. 

Can sıkıyor. E bi zahmette sıksın diyorum. Ama uzak kalmaya çalışıyorum. Çünkü 

yatmıyor artık mantığıma bu kadar ölümler. Anlamıyor davasının delice peşine düşmüş , 

afilli at gözlükleriyle gezinenler. Ölümün tarafını yazmak acı olur ha ne dersiniz ? Sizde 

şundan öldürdünüz bizde bundan sonra o piti piti mi yapacağız?  Bu kadar aciz olmamak 

gerek. Zannımca insana zarar veren hiçbir davanın da peşine düşmemek gerek. Yoksa hal 

ortada. Ölüyoruz diyorum hep , biz ölüyoruz diyorum , bir halk ölüyor diyorum. Ölüm davalarınızı temizlemiyor, kirletiyor, yaralıyor .
Belki ideoloji sandığımız davalardan arınmak gerek şu günlerde. E bakıyorum Cemil Meriç hocam önüme seriyor ideoloji hakkındaki yazılarını. Diyor ki Elif ; " ideoloji kelimesi kaypak ve karanlıktır. Sürekli yanlış kullanılıyor. " Yetmiyor , açıklıyor. "İki anlamı var "diyor. Düşünsenize psikoloji bilimini ideoloji adı altında isimlendirdiklerini söylüyor.  Bunu da şöyle açıklıyor ; ideoloji insan kafasında düşüncelerin nasıl doğduğunu, nasıl kenetlendiğini inceler. Nasıl ama psikoloji ve ideoloji aşkı?  Peki ya ikinci anlamı?  
İddia ediyorum , ba yı la cak sı nız! 
İlmi olmayan düşünceler. İçtimai bir sınıfın menfaatlerini gizleyen , ilim maskesine bürünen , ama ilmi olmayan düşünce. Meriç hocamla kalmıyor durum. Raymond Aron , Marx ve Engels de aynı düşünüşte. 
Neticede safsatadan teranelerle yediler hepimizi. 



Sonuç ne biliyor musunuz ? Kanlı kuyunun içindeyiz. Hepimiz. Şu sıra hayatını yitirmiş her insanımızla birlikte. Her kesimin kabuk tutmuş yarası kan içinde. Oluk oluk. 

Nasıl iyileşir?  
Nereye gider ? 
Ne olur ?
Yaşar mıyız? 
Umut. (Onunla ilgili de yazacağım  )


(ilk yazımı yanlışlıkla taslak haline getirmişim. o yazdığım an ki tazeliğiyle durması hissettirmesi, üzmesi aynı doğrultuda kalmış. umarım yıllar bazı şeyleri değiştirir. )










13 Ekim 2016 Perşembe

Takı Muhafaza Icatlarım

Takılarım başıma bela oluyordu. Bende rulo pecetenin içindeki o uzun kısmı zorla çıkardım bir seyler deneyeyim diye, fakat ona boşuna uğraşmışım. Akşam oturmasına gelen komsularimiza fikir danışmak istedim. Bu ruloyu dolduracagim sert olması lazım dedim. Komşumuz ben sana yarın daha iyisini getiririm dedi ve cidden bildiğimiz büyük streç film rulosu getirdi ve muthis bir şekilde işim görülmüş oldu. Nasıl yaptığımı uzun anlatmayacagim bakınca anlayacaksınız. Sadece ufak bir detay vereceğim . bilekliklerim için ayrı bir giriş çıkış ayarlamam gerekti bilirsiniz klipsliler zaten kolay ama lastikliler için durum vahimdi. Hem karmaşık olmasın hem gözümün önünde düzgün dursunlar diye bir sistem geliştirdim. :p uçlara lastik taktım. Rahatça cikarabileyim diye. Birde duvara takınca lastiklere güven olmaz diye çaktığımız cividen ip geçirdim ki lastikler performans düşüklüğü yasamasin diye . takı agacim vardi ama yetmiyordu bunlar muthis oldular .  bir giyim kuşam durumunda ne taksam diye dokuntulere sebebiyet vermeyeceğim :)









İki çeşit yaptım . büyük olan aslında bileklikler içindi baktım yer var doldurdum. Birde elimde şöyle bir şey var ama onu kullanamiyorum daha :)


Çalışırken arkadaşlarım yapmışlardı sağolsunlar. Cc motoru yakinca kalkutor de çöpe gitmesin deyip tarif edip böyle bir şey çıkmıştı ortaya . dizel ve vw benim fikrim değildi . ama olsundu bu da böyle güzel bir aniydi .